Forum
=> Daha kayıt olmadın mı?Bilimsel , sanatsal , sporsal ya da araştıran insanlığın gelişmesine ön ayak olacak her türlü konunun konuşulup tartışıldığı yer. Burası hepimizin!
Forum - Bir gelecek var geçmişimizde
Burdasın: Forum => Din - Din Bilimi => Bir gelecek var geçmişimizde |
|
ysN (simdiye kadar 1 posta) |
Müslüman vaktin kıymetini bilir adlı bir başlık karşıma çıktı. Başlığa tıkladım karşıma Müslüman bilginlerin sözleri çıktı. İlk maddede İmam Nevevi hakkında Günde bir defa yemek yerdi, bunu ibadete daha çok vakit ayırabilmek için ve daha çok eser verebilmek için yapardı. Hiç evlenmedi, Geceleri uyumaz, kitap okur ve yazardı. yazıyordu. İkinci maddeye baktım Ebul Vefanın bir sözüyle karşılaştım. Ebul Vefa şöyle diyor Yemek saatini kısaltmak için çöreği ufalayıp tirit şeklinde yemeği, ekmeğe tercih ediyorum. Zira ikisi arasında çiğneme için kaybedilecek zaman farkı vardır. Böylece yazmaya daha çok zaman ayırabiliyorum. Hayret ettim! Çiğnediği saliselerin bile hesabını yapan bu adamın hayatını merak ettim. Guugledan arattım. Karşıma gelen sitede kendime inanamadım. Bu adam matematikçi ve astronom. 900lü yıllarda 58 yıllık yaşamına sığdırdıkları bu kısacık sayfada hayret ediciydi. Batlamyus ve Diophantosun kitaplarını inceleyip açıklamış ve Ayın hareketleri üzerine çalışmalar yapmış. Ebu'l Vefa, yıldızların eğimlerininin kesin ve doğru bir şekilde ölçülebilmesi için bir duvar oktantı geliştirdi. Trigonometri çizelgelerinde hesaplamalar yapmak için gelişmiş metotlar üretti ve küresel trigonometrideki bazı problemlerin çözümü için yeni yöntemler keşfetti. Astronomik gözlemler için sinüs (ceyb) ve tanjant (zıl) değerlerini gösteren çizelgeleri on beşer dakikalık açı aralıklarıyla hesapladı. sin(a+b) = sin(a).cos(b) + cos(a).sin(b) cos(2a) = 1-2sin²(a) sin(2a) = 2.sin(a).cos(a) özdeşliklerini matematik tarihinde ilk defa ortaya atmıştır. Sinüs teoremini açıklamıştır. Cebir alanında önemli başarılar elde etti. Eski Yunanların ve Hintlerin çözemediği birçok problemi geometrik yollarla çözmeyi başardı. Ay üzerindeki bir kratere Ebul Vefaya ithafen Abul Wafa adı veriliyor. Bilim tarihçisi Plorian Cajori History of Mathematiics adlı eserinde Ebul Vefa şüphesiz ki el-Harizminin matematik ve geometrideki buluşlarını önemli ölçüde geliştirdi. Özellikle de geometri ile cebir arasındaki münasebetler üzerinde durdu. Böylece, bazı cebirsel denklemleri geometri yoluyla çözmeyi başardı ve diferansiyel hesap ve analitik geometri'nin temelini kurdu. Bilindiği gibi, diferansiyel hesap insan zekasının bulduğu mühim ve pek faydalı bir mevzu olup, ilim ve teknolojik muasır gelişmelerin temel kaynağını teşkil etmektedir. Ayrıca el-Battaninin trigonometriyle ilgili eserlerini inceleyerek girift ve anlaşılmayan yönlerini açıklığa kavuşturdu demektedir. Bunların hepsi internette yazıyor. Önemli olan şey bunları buraya aktarmak mı? Yoksa bunlar üzerine birkaç cümle kurmak mı? Müslümanların yaptıkları neden gizleniyor bu kadar? Üstelik bu yazıyı alıntı yaptığım sitedeki kaynaklar bile hepsi yabancılara ait. Yüzde doksan bilmem kaçı müslümanız diyoruz, dünyada müslüman ülkeler arasında adam gibi ayakta kalan tek Türkiye var, ama gel gör ki müslümanların başarıları bilinmiyor. Müslümanları bilimden o kadar uzak tanıtmışız ki bir lise öğrencisine, hatta üniversite öğrencisine Bu trigonometrik özdeşlikleri hangi ülkedeki bilim adamı bulmuştur? diye sorsanız istisnasız hepsi Batıdaki ülkeleri sayarlar. Çünkü çok yıkıcı bir algı oluşturduk, gerek küçüklükten beri verilen eğitimler gerekse medyanın etkisi insanlar üzerinde sürekli Batı yapmıştır algısı uyandırıyor. Biz bunları eleştirince kalkıp Vay efendim, müslümanlar olarak geridesiniz işte, bilimden anladığınız yok o yüzden Batı'yı örnek gösteriyoruz diyorlar. Al işte bak geçmişte yapılmış, şimdi Batı yapıyor diye geçmişteki bize ait olanları niye Batıya bağışlıyoruz? Senin ataların daha birçok bilimsel alanda çalışmalar yapmışken neden aşağılık duygusuna kapılıyorsun? Kimlik bunalımı yaşıyoruz. Bizim başarılarımız kendi zihinlerimizde siliniyor, tamamiyle başka bir kültüre hayran bırakılıyoruz. Kendi içimizden çıkan insanları bile biz değil yabancılar araştırıyor, üzerlerinde tezler hazırlıyorlar. Ebu'l Vefa el-Buzcani denilse O kim be, yobazın tekidir deriz, Ali bin Abbas denilse kimimiz çıkar Hz.Ali zannederiz, kimimiz çıkar peygamberin amcası zannederiz. Oysa hiç birimiz Ali bin Abbasın beynin nöroanatomisi, nörobiyolojisi, böropsikolojisini tanımladığını, çeşitli akli bozuklukları, uyku hastalıklarını, amnezi(hafıza kaybı )yi, hipokondriyayı, koma halini, sıcak ve soğuk menenjitleri, aşk hastalıklarını, sara(yı ) ve kısmi felç gibi sağlık sorunlarını tanımladığını bilemeyiz. İlaçları değil de doğal diyet ve doğal beslenmeyle sağlığın korunması gerektiği üzerinde durduğunu bilmeyiz ve daha birçok şey. Ben bunları övünmek için yazmıyorum, ya da Biz de zamanında bir şeyler yapmışız demek için de yazmıyorum. Benim karşı çıktığım şey bunların hepsinin yabancı kaynaklardan alınması. Çünkü bu bilgilerin hepsi yabancı kaynaklara ait. Biz daha kendi topraklarımızda olan bitenleri bile yabancı kaynaklardan alıyorsak burada bir düşünmemiz lazım. Hop Hayırdır? Bunlar benim coğrafyamda oldu ben niye bilmiyorum da sen biliyorsun? diye sormamız lazım. Girin vikipediaya bu saydığım bilim adamlarını yazın, en alta inin. Kaynakça olarak yazılan bütün bilgiler yabancı. Bizim içimizde mükemmel derece bir beyin sıfırlaması yapılıyor, kendilerini çağdaş olarak tanımlayan insanların Sakkallı cübbeli sarıklı insanlara cahil gözüyle bakması insanlarda bir önyargı oluşturuyor. Bütün kararlılığımla söylüyorum ki bu saydığım ve sayamadığım birçok bilim adamının tırnağı bile olamayacak -çağdaş-ilerici -insanlar şu anda o bilim adamlarını sokakta görseler burunlarını kıvırıp pis cahil derlerdi. Buna adım gibi eminim! |
Cevapla:
Bütün konular: 14
Bütün postalar: 34
Bütün kullanıcılar: 9
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse
